Gezi ve Yorum

KAPADOKYA/Nereleri Gezelim-2

“Başka bir gezegen”

Kapadokya’da nereleri gezelim-2; Ürgüp, Mustafapaşa, Soğanlı, Avanos, Yeraltı şehirleri

Kapadokya Balon turu

ÜRGÜP(Prokopi); “Derin Kapadokya”

Ürgüp’e yolunuz düşerse Temenni tepesine çıkın ve neden “Derin Kapadokya” dediğimi anlayacaksınız. Buradan, bölgenin sıra dışı coğrafik yapısını, kültürel miraslarını ve etnografik çeşitliliği aynı anda görebiliyorsunuz. Ürgüp, Kapadokya’nın en önemli ve en eski yerleşim yerlerinden bir tanesi. 1924 yılındaki mübadeleye kadar nüfusunun önemli bir kısmını Ortodoks Rumlar oluşturmuş.

Ürgüp

Kapadokya’nın artık simgesi durumuna gelmiş “Üç Güzeller” peri bacalarını Ürgüp’e girişteki manzara terasından izleyebilirsiniz. Yoğun araç ve insan trafiğinden görmemeniz mümkün değil.

Ürgüp’te kaya içine oyulmuş evlerin yanı sıra, bölgenin kesme taşları ile yapılmış güzel evlerini Yunak ve Esbelli mahallerini gezerken görebiliyorsunuz. 

Ürgüp

Bugünkü Ürgüp, bölgede turizmin en canlı olduğu yer. Aynı zamanda Kapadokya’nın alışveriş merkezide diyebiliriz. Konaklama, yeme-içme ve eğlence sektörünün çok gelişmiş olduğunu söyleyebilirim. Yöre mutfağından “Osbar Kebabı”, “Ağ Pahla” denilen güveçte etli kuru fasulye, mantı çeşitleri, sini baklava, “Bitirgen” denilen kayısı tatlısı ve “Aside” tatlısını yiyebileceğiniz güzel restoranlara örnek olarak Aravan Evi Restaurant, Lagarto ve Sofra Restaurant’ı sayabilirim.

Yerel lezzetler için Sula Bozis’in kitabı

Yine Kapadokya’ya özgü “Sütle kavrulmuş kabak çekirdeğini” Ürgüp’teki kuruyemişçilerden almadan dönmeyin. Ürgüp’te mutlaka görün diyeceğim bir diğer yer, 76 yıllık köklü geçmişi ile adını bir çoğunuzun bildiği “Turasan Şarapçılık”. Modern tesisleri, üretim kapasitesinin büyüklüğü, ihracat potansiyeli, ödüllü şarapları ile Anadolu’nun en önemli üreticisi burada bulunuyor. Mağazalarında tadım yapabilir, mahzenleri gezebilir, şarap dışında yöresel ürünlerden de alabilirsiniz. Benim en sevdiğim şarapları “Seneler” serisi.

Ürgüp Turasan Şarapçılık

Ürgüp’te birçok konaklama seçeneği mevcut ama benim de bir gün konaklamak istediğim tek yer “Sacred House”.

MUSTAFAPAŞA (Sinasos); “Kapadokya’nın İncisi”

Ürgüp’e 6 km uzaklıktaki Sinasos, bugünkü adıyla Mustafapaşa, benim Kapadokya’da en çok sevdiğim yerlerin başında geliyor. Rum mimarisinin en güzel örnekleriyle süslü bu şirin köy kelimenin tam anlamıyla inci gibi.

Sinasos, Mustafapaşa

1824-1876 yılları arasında yaşamış Kayseri Metropoliti Efstathios Kleovulos’un o yıllarda Sinasos hakkında söylediği “Çöldeki vaha, ummandaki ada, karanlıktaki yıldız ve Küçük Asya’daki Atina” benzetmesi Sinasos’un köklü ve güzel geçmişini en iyi anlatan cümleler olsa gerek.

Sinasos, Mustafapaşa

1890 yılında yapılmış bir nüfus sayımına göre o günkü Sinasos’da, 4500 Rum ve 600 Türk vatandaşımız yaşıyormuş. Sinasos bu yıllarda Rumların önemli eğitim ve dini merkezlerinden biri konumundaymış. Sinasos’lu Rumların önemli kısmı İstanbul’da ticaretle uğraşmış, deniz ürünleri, tuzlanmış balık ve özellikle havyar üretiminde tekel konumuna gelmişler. Kazandıkları parayla da köylerinde birbirinden güzel evler, kamu binaları ve kiliseler yaptırmışlar.

Sinasos, Mustafapaşa

Mübadele zamanında tüm Rum nüfus Yunanistan’a göçmek zorunda kalmış. Bugün burada gezerken zenginlik dediğimiz şeyin, estetik bir anlayışla nasıl bütünleşebileceğine şahit oluyoruz. Bu evlerin en güzellerinden birisi tam köy meydanında yer alıyor. 1892 yılında yapılmış “Armatör Haralambos’un evi”. Bir dönem Sinasos Otel olarak da faaliyet gösteren bu ev şu an Kapadokya Üniversitesi MYO olarak kullanılıyor.

Haralambos evi

Haralambos evinin tam karşısında olağanüstü güzellikteki kapısı ile “Şakir Paşa Medresesi” bulunuyor. Günümüzde burasıda üniversitenin bir parçası konumunda.

Şakir Paşa Medresesi

Medresenin yanındaki caminin (Cami-i Kebir) özellikle “Kayseri tipi minare” olarak bilinen minber minaresinin zarif işçiliğine hayran olmamak elde değil.

Sinasos, Mustafapaşa Cami-i Kebir

Mustafapaşa’da ayrıca belediye binasının yanındaki “Konstantin-Eleni Kilisesini”, “Maraşoğlu Köprüsünü” ve bir 10 dakika yürüme mesafesindeki “Aziz Nikolas Manastırını” da mutlaka görmenizi isterim.

Konstantin-Eleni Kilisesi

Sokaklarında gezerken evlerin ve kapıların güzelliğine hayran olarak döneceksiniz. Mustafapaşa’da konaklamak isteyecekler için önerim, bölgenin de en güzel otellerinden biri olan “Old Greek House”. Ayrıca burası yöresel yemekleriyle de damağınızı şenlendirecektir.

Evangelio Balta’nın Sinasos kitabı

SOĞANLI KÖYÜ; “El yapımı bez bebekleri”

Mustafapaşa’dan sonra biraz daha yolu uzatmak isterseniz yaklaşık 40 km sonra Kayseri Yeşilhisar ilçesine bağlı küçük bir köy olan Soğanlı’ya geliyorsunuz. Yol boyunca başlıktaki gibi başka bir gezegende yolculuk yapıyor hissine kapılmamak elde değil. Soğanlı’ya gelirken yoldan sadece dışarıya doğru uzamış bacalarını gördüğünüz yerler, tonlarca narenciye, soğan ve patates alabilen yeraltı depoları.

Soğanlı Bez Bebekleri

Beni iki kez Soğanlı köyüne getiren asıl neden, dünyada bebek koleksiyoncularının yakından tanıdığı ama ülkemizde yeterince bilinmeyen “Soğanlı Bez Bebekleri”. Kışın köy kadınlarının dal parçaları ve evlerinde bulunan bez ve diğer atık malzemelerle yaptıkları bu bebekler yazın buraya gelen yabancı turistlerin en çok ilgilerini çeken hediyelik eşya oluyor.

Soğanlı Köyü

Zaman zaman kaya parçalarının düşmesi sonucu eski Soğanlı köyü biraz aşağıda yeni yerine taşınmış. Terk edilmiş köyün görüntüsü sizde derin bir hüzün duygusu uyandırmaya yetiyor. Soğanlı köyü civarında bulunan yaklaşık 50 kiliseden 9 tanesi bugün gezilebiliyor. Tokalı, tahtalı, karabaş, yılanlı, kubbeli, saklı, ballık, geyikli ve gök kilise.

AVANOS; “Çömlekçiler Diyarı”

Ünlü Amasyalı Coğrafyacı Strabon “Geographika” adlı kitabında Avanos’un (Venessa), Kayseri ve Kemerhisar’dan sonra Kapadokya’nın üçüncü en önemli yerleşim yeri olduğunu yazmaktadır. Gerçekten bugün de Avanos, bölgenin Göreme ve Ürgüp’ten sonra en turistik yeridir.

Avanos

Kızılırmak nehrinin hayat verdiği Avanos, yaşam tarzıyla, insanlarıyla, mimarisiyle ve geleneksel el sanatları ile bölgenin en özel yerlerinden birisi. Avanos’a 1900 yılında inşa edilmiş taş köprü üzerinden giriş yapılıyor. Kızılırmak üzerindeki bir diğer köprü ise Türkiye’nin ilk asma köprülerinden ve yalnızca yaya trafiğine açık.

Avanos Kızılırmak

Avanos, Anadolu’nun en özgün çanak çömlek atölyelerine ev sahipliği yapıyor ve ilçenin turizmle beraber en önemli gelir kaynaklarından birisi. “Körde bilir Avanos’un yolunu, çanak-çömlek kırığından bellidir” sözü bile burada el sanatlarının geçmişi hakkında bizlere fikir verebilir.

Avanos Güray Seramik Müzesi

Burada beni etkileyen en özel yer “Güray Seramik Müzesi”. Dünyadaki tek yer altı seramik müzesi olma özelliğini taşıyan bu yerde, modern ve klasik seramik eserlerini görebileceğiniz gibi, üst katta hediyelik eşya dükkanlarından alışveriş yapabilirsiniz. Ben daha iyisini yaparım diyenler, kendi seramik eşyalarını yapmak için geçer “çıkrığın” başına oturur, Kızılırmak’tan gelen çamura hayat verir.

Avanos Güray Seramik Müzesi

Dünya’da Lonely Planet takipçilerine Avanos’ta Güray Seramik Müzesinden sonra görülebilecek ilginç bir yer daha öneriyor, burası “Chez Galip Saç Müzesi”.

Avanos Chez Galip Saç Müzesi

Chez Galip çömlek atölyesinin içerisinde yer alan saç müzesi, 1998 yılında Guinness rekorlar kitabına girmiş. Ayrıca Dünyanın en ilginç müzeleri listesine Türkiye’den giren tek yer. Binlerce saç örneği ile dolu olan yerin hikayesini ziyaretiniz sırasında Galip Körükçü’den dinleyebilirsiniz.

Avanos Saç Müzesi

Avanos’ta yer altına kazılmış büyük restoranlar, farklı bir ambiyans yaratmaktadır. Bunların en büyüklerinden “Evrenos” da akşam yemeğinizi yerken, halk dansları, sema gösterisi gibi eğlenceleri de izleyebilirsiniz.

YERALTI ŞEHİRLERİ “Sakla beni Kapadokya”

Kapadokya’daki kaya içi oyma mekanlar, yeraltı şehirleri şaşırtıcı düzenleri ve olağanüstü atmosferleriyle gerçekten bölge gezilerinde olmazsa olmaz yapılardır. Bunlardan en önemli ikisini daha yakından tanıyalım.

Yeraltı şehirleri

Derinkuyu Yeraltı Şehri;

Kapadokya’nın en büyük ve en etkileyici yeraltı şehri burası. 85 metrelik derinliği ve ziyarete açık 8 katı ile ne kadar etkileyici olduğunu görmeden anlamak gerçekten zor.

Derinkuyu Yeraltı şehir

Tamamen tesadüf eseri bulunan yeraltı şehri, 1965 yılında gün ışığına çıkartılmış ve bugün bölgenin en çok ziyaretçi alan yerlerinin başında gelmektedir. Derinkuyu’nun etkileyici 8 katını gezebilsek de çok az kısmının turizme açıldığı biliniyor. 12 kata sahip olduğu, 4 km’lik bir alana yayıldığı ve içerisinde yirmi bin kişinin yaşayabileceği tahmin ediliyor.

Derinkuyu Yeraltı Şehir

Yeraltı şehirlerinde en büyük sorun olan havalandırma Derinkuyu’da, 60-70 metre derinliğinde bacalarla sağlanmış. Bu bacalardan birini gezerken görebiliyoruz. Girişten itibaren ilk iki katta depo alanları, mutfak, yemekhane, mahzen gibi yerleri görüyoruz. Saklanmak için daha alt katlar tercih edilmiş. Derinlere indikçe, toplanma alanı, mezar, haberleşme delikleri, havalandırma bacaları ve su kuyuları görülüyor. Sekizinci katta bir de kilise bulunuyor. Alt katlara indikçe dev bir karınca yuvasını andırıyor.

Taş kapı “Tığraz”

Tehlike anında giriş çıkışları kontrol etmek için 500 kilo ağırlığında devasa sürgü taş kapılar kullanılmış. Yöre ismi “Tığraz” olan bu taş kapıları, kocaman bir araç lastiğine benzetebilirsiniz. Henüz tam olarak bulunamasa da yaklaşık 9-10 km uzaklıktaki Kaymaklı yeraltı şehrine bağlanan bir tünel olduğu düşünülmektedir.

Kaymaklı Yeraltı Şehri;

Nevşehir-Niğde karayolunun 20. Km’deki Kaymaklı beldesinin merkezinde bulunan “Kaymaklı Yeraltı Şehri” bölgenin büyük ve mutlaka ziyaret edilmesi gereken bir diğer yeraltı şehri. 8 katlı olduğu bilinen Kaymaklı’da girişten itibaren ilk dört kat şu an için ziyarete açık.

Kaymaklı Yeraltı Şehri

Arap saldırılarının yoğun olduğu 7. yy. da yapıldığı düşünülen yeraltı şehri, 1964 yılında temizlenerek turizme kazandırılmış.

Kaymaklı Yeraltı Şehri

En alt 4. Katta şıra hane, erzak depoları ve küp yerleri dikkat çekici. 3. Kattaki şarap yapım yeri bu bölgenin üzüm ve şarap geçmişinin ne kadar eski olduğunu anlamak için iyi bir örnek. 2. Katta mezar oyuklarının yanı sıra bir de kilise bulunmaktadır. 1.Katta büyük sürgü taşının ikiye ayırdığı galerilerin biri ahır olarak kullanılmış, diğer tarafta yine küçük bir kilise yer almaktadır.

Kaymaklı Yeraltı Şehri

Bölgede ziyarete açık olan ya da olmayan daha birçok yeraltı şehri olduğu biliniyor. En büyükleri olan Derinkuyu ve Kaymaklı dışında, Tatlarin, Mataza (Mazıköy), Özkonak ve Acıgöl yeraltı şehirleri de görülebilir.

KAPADOKYA’DA NELER YAPMALI;

Kapadokya’nın doğal güzelliklerini değişik açılardan görebilmek ve aynı zamanda farklı bir aktivite ile ziyaretinizi unutulmaz kılmak için neler yapacağınız tamamen sizlerin tercihine kalmış.

Kapadokya’da Balon Turu

Yıllar içerisinde bölgeye yaptığım ziyaretlerde, atlı gezinti, ATV turu ve balon turuna katıldım. Bunların dışında cip safari ve bisiklet turları da düzenlenen diğer aktivitelerden birkaçı. Bunların arasında beni en çok etkileyen ve unutulmaz deneyimlerimin arasında yer alan “Balon Turu”.

Kapadokya Balon Turu

Turistler açısından bölgenin bu kadar popüler olmasında balon turunun etkisi yadsınamaz. Birçok yerde Kapadokya’daki balon turunun, dünyada yapılması en keyifli birkaç aktiviteden biri olduğu yazmaktadır. Balon turları açısından dünyada en yoğun uçuşların yapıldığı ve en iyi rotanın olduğu bölgedeyiz.

Kapadokya Balon Turu

Balon turuna katılım için sabah çok erken bir saate, 05;00 civarında, otelinizden alınıp, servislerle kalkışın yapılacağı alana getiriliyorsunuz. Devasa büyüklükte onlarca balonun helyum gazının yanmasıyla çıkardığı ışık altındaki görüntüsü, uykusuzluğunda etkisiyle, gerçeküstü bir manzaraya dönüşüyor. Büyülenmemek elde değil.

Kapadokya Balon Turu

Balonlar yavaş yavaş havalanmaya başlıyor ve güneşin doğuşunu eşsiz manzara eşliğinde izlemeye başlıyorsunuz. Rüzgarın sizi yönlendirmesiyle genellikle Göreme, Uçhisar, Ürgüp ekseninde vadiler üzerinde 1 saat boyunca unutulmaz manzaralar ve anılarla dolu bir uçuş gerçekleştiriyorsunuz. Böyle olağanüstü bir deneyimi yaşamak için dünyanın birçok yerinden insanlar buraya geliyor. Bir tatilinizi deniz-kum-güneş yerine tarih-doğa-aktivite olarak değiştirin, bir daha bu bölgenin çekim etkisinden kolay kolay kurtulamayacaksınız.

Kapadokya Balon Turu

Kapadokya ya da dünyada hiçbir yer, tek bir bakış açısıyla gezilecek kadar basit ve sığ yerler değildir elbette. Bu yazıda, 1993 yılından buyana defalarca gittiğim Kapadokya’ya benim gözümden bakmak isteyenler için yazıldı.

Son söz; Kapadokya’da gezerken insan sormadan edemiyor, doğa kendi şiirini yazabilir mi ya da yeryüzüne resim yapabilir mi. Bir dünya harikası olan Kapadokya’da, doğa bunu başarmış bence.

Exit mobile version