Benim Lokantalarım
Kaplan Dağ Lokantası
Tire/İzmir
Gelin serinin ilk yazısını yaşadığım şehirden, İzmir’den, ama Tire ilçesinde ki Kaplan Dağ Lokantası ile başlatalım.
Araçla Bodrum, Marmaris, Kuşadası, Fethiye, Aydın, Denizli yönüne gidecekler için Kaplan Dağ Lokantası iyi bir alternatif olabilir. Biraz yolu uzatacaklar o kadar.( Belki bir 50 Km) Bunu göze alamayan/almayan bu konun dışında demektir.
İzmir-Aydın otobanında yola devam ederken Tire’ye gitmek için iki alternatif var. 1.şık, Torbalı çıkışından Tire’ye, 2. Şık, Selçuk çıkışından Tire’ye, Önerim Selçuk çıkışı. Tire merkeze geldiğinizde Kaplan köyü tabelalarını takip edin, yol dar, virajlı ve bir dağa tırmanacaksınız, yaklaşık 4-5 kilometre sonra Kaplan Dağ Lokantasındasınız.
Kurucusu Lütfü Çakır’ın ifadesiyle” 1993’de burasını açmaya karar verdiklerinde, Tire’de tanıdık, tanımadık herkes aynı şeyi söyler. Dağın tepesinde açılacak bir lokantaya kim ot yemeye gelir.”
Sonra ünü, şimdi benim yaptığım gibi, ağızdan ağıza yayılır, dergiler, gazeteler yazmaya başlar, Gurmeler, şefler ziyarete gelir. En son bir gazetemiz Türkiye’nin en iyi 10 Lokantası arasında gösterdi burasını.
2015 Mayıs ayında açıklanan ve Dünya’nın en iyi restoranı seçilen Barcelona yakınlarında ki Girona şehrindeki Katalan restoranı “El Celler De Can Roca” nın şefi Joan Roca (Kopenhag’daki Noma’yı tahtından indiren) Kaplan Dağ Lokantasını ziyarete gelenlerden birisi. Önümüzdeki günlerde Arjantin’den bir şef grubunun ziyarete geleceği söyleniyor.
Yaz aylarında hafta içi genelde kalabalık, Cumartesi ve Pazar rezervasyonsuz gitmeyin yer bulamazsınız. (Rezervasyon Tel: 0.232.5126652) Pazartesileri ise kapalı.
Nedir burayı bu kadar meşhur eden;
Bence, öncelikle kurucusu Lütfü Beyin cesareti, dağ tepesinde müthiş güzel bir hava ve doğa güzelliği. Tire ovası ayaklarınızın altında, gündüzü ayrı güzel, gecesi ayrı güzel. Basit ama sıcacık bir dekorasyon, ilgili ve bilgili çalışanlar. Şuan mutfakta Lütfü Beyin oğlu Murat var.
Ağırlıklı ot yemekleri, ama otantik Ege mutfağından ot yemekleri yapılıyor. Taze, mevsiminde, basit ama lezzetli. Temmuz ayında çıkmayan bir otu size getirmezler.
Neler yok ki; Çitlembik, kuzukulağı, radika, yabani kuşkonmaz, cipez, ısırgan, sarmaşık kavurma, turp otu, şevketi bostan, pazı, karışık ot kavurma, kabak çiçeği dolma, menengiç filizi kavurma gibi, gibi.
Keşkek denenmeli. Tabi ki buraya kadar gelmişken “Tire Köftesi” yemeden dönmeyin derim.ama benim tercihim “soğanlı köfte”.
İçecek olarak Sübye isteyebilirsiniz. Sübye, uzun yıllar Tire’de evlerde yapılıp tüketilen bir içecekmiş. Kavun çekirdeklerinin içleri çıkarılıp, şekerle dövülerek hazırlanan bir içecek. Süt görünümünde, değişik bir aroması ve hoş kokusu olan bir içecek. Katalan Şef Jouan Roca, burada içtiği Sübye’nin yapımını öğrenmiş. Eğer bir gün Restaurantı “ El Celler De Can Roca” da yemek yer (Bugün rezarvasyon yaptırayım dedim, 1,5 yıl sonraya gün veriyorlar) Sübye içerseniz, burayı hatırlayın.
Eğer akşam yemeğine kalır ya da benim gibi bu meretin en güzeli gündüz içilir diyenlerdenseniz rakıda içebilirsiniz. Ama kişi başı maksimum 20 cc lik rakı veriliyor. İyi de ediyorlar, zaten bu miktar yeterli, ayrıca dönüş yolu var ve başta da söylediğim gibi yol dar ve virajlı. Ağız tadımız kaçmasın.
Finalde, tatlı olarak, karadut reçelli lor isteyin. Burun kıvırdığımız lordan muhtemelen dönüşte Tire merkezden birkaç kilo alacaksınız ve 1 kavanozda reçel. Bunu yapacağınıza emin olabilirsiniz.
Bazen bir yerin meşhur olması için, çok sofistike yemekler, ithal malzemeler, trüf, parmesan gibi moda lezzetler, pahalı mobilyalar, 300-500 şişelik kavlar gerekmiyor. Doğal, mevsiminde kullanılan malzemeler ve doğru pişirme yöntemleri, kaliteden taviz vermeden bunu sürdürmek, her şeyden önce samimiyet ve güleryüz.
İşte ben bu yüzden Kaplan Dağ Lokantasını sevdim.