Gezi “Yorum” Yazıları-5
“Yola çıkacak kişinin aşması gereken ilk ve en önemli engel kendi yerleşikliğidir”
(Oruç Aruoba)
Keşfedilmeyi bekleyen bir şehir “LİZBON”
Efendim, bu Lizbon Portekiz’in başkenti ve en büyük şehridir. Tejo nehrinin oluşturduğu haliç üzerine kurulu ve okyanus kıyısındadır. Ortaçağdan kalan tarihi yapıları, köprüleri, düzeni, yardımsever ve sıcakkanlı insanları, yemeği, Fado’su ve temizliği ile görülesi bir şehirdir. Tarih de keşifler çağının canlı tanığı, Vasco da Gama’sı ile Dünya haritasını değiştiren önemli bir şehir. Ayrıca, Fado müziğinin ana vatanıdır.
Art Nouveau (dekoratif süslemelerin ön plana çıktığı bir sanat akımı) binalar, çini kaplı cepheleriyle insanı cezbeden (azulejos) mimari yapılar ve mozaiklerle dekore edilmiş caddelerinin yanı sıra Lizbon, bir doğa ve okyanus kentidir. Birçok abideyi bağrında saklayan tarihi semtler ve 50’yi aşkın müzenin hayat bulduğu Lizbon, nehre bakan yamaçların arasından kıvrılarak ilerleyen dar caddeleriyle insanı hayrette bırakan mükemmel bir görüntüye sahiptir. Alfama, Castelo ve Mouraria (birbirlerine sınırları var), Bairro Alto (kent merkezinin bir bölümü; gece hayatının merkezi), Bica (Ascendor da Bica kablolu treni ile bilinir), Chiado (modaya uygun alışveriş dünyası), Baixa (kentin kalbi) ve Belém (Tagus Nehri boyunca; tarihi abideler alanı) Lizbon’un tarihi semtleri olarak ön plana çıkar. Belém’de bulunan Jerónimos Manastırı, beyaz taşlardan yapılmış olup kentin en önemli ve popüler tarihi yapılarından biridir. Manastır, üç önemli Portekiz edebiyatçısı (Luís Vaz de Camões, Alexandre Herculano and Fernando Pessoa) ve gemici Vasco da Gama’nın mezarını barındırır. 16. yüzyılda Tagus Nehri’nin deniz ile buluşan bölümünü savunmak için inşa edilmiş olan Belém Kulesi, kentin en önemli tarihi eserlerindendir. Tagus Nehri kıyılarında yer alan Belém Sarayı, kentte bulunan tarihi değeri büyük ihtişamlı saraylardan biridir. Sarayı çevreleyen bahçeler ve mobilyalar, mücevherler ve tablolar bulunduran görkemli odalar insanı büyüler niteliktedir. Kentte çok sayıda çağdaş ve tarihi müze bulunmaktadır. Casa-Museu da Fundação Medeiros de Almeida, Avrupai çalışmalardan oluşan zengin bir koleksiyona sahiptir. Bu kültürel mabet de dini sanatlar, zücaciye, resim dokumalı duvar örtüleri, saatler, gümüş eşyalar, Çin eşyaları, mücevherler, mobilya ve tablolar bulunur. Lizbon kenti, sahip olduğu Elevador da Glória, Elevador da Bica ve Elevador da Lavra füniküler sistemleri ünlü bir şehirdir. Bu kablolu raylı sistemlerden biriyle gezintiye çıkmadan kentten ayrılmamalısınız.
Portekiz müzik tarzı Fado, Lizbon’un kültürü ve ruhunu meydana getiren en önemli şeydir. Gitarın eşlik ettiği kederli nağme ve sözlerden oluşan bu müzik tarzı, derin duygularla bağlı olunan bir şeye ya da kimseye duyulan özlemi anlatır. Fado, kentin popüler kültürünün en önemli unsurudur. Denizin hikâyesini anlatır. Bu nostaljik ama hiç eskimemiş müzik tarzında hüzün ve mutluluk, keder ve huzur duyguları bir arada yaşanır. Güzel bir Portekiz yemeği ve şarapla tadına doyamazsınız. (Bakınız resimler)
Lizbon, gece hayatıyla ünlü bir kenttir. Kentin gece hayatı, Avrupa’da yaşananların en iyilerindendir. Tarihi Bairro Alto semti, Lizbon gecelerinin kalbidir. Fado evlerinin yanı sıra, barlar, kulüpler, diskolar ve diğer eğlence mekânları sabahın erken saatlerine kadar sınırsız alternatifleriyle hizmetinizde. (İçtiğim romlardan başım hala hatırladıkça zaman zaman döner)
Her tada ve zevke uygun restoranlar bulabileceğiniz bir kenttesiniz. Portekiz mutfağı ucuz, kaliteli ve lezzetlidir. Sofranızda dünya mutfağının tüm örneklerini bulabilmeniz mümkün. Lizbon, balık lezzetleri cennetidir. Sardinhas assadas (mangalda pişirilmiş sardalye balığı) ve pastéis de bacalhau (balık kekleri, kentin en popüler yemeklerindendir. Baixa (kent merkezi), geleneksel teras kafeleri için kentin en uygun bölümüdür. Bairro Alto, kentin geleneksel restoranlarıyla ünlü ilçesidir. Ayrıca, Lizbon caddeleri özgün kafelerle dolup taşar. Portekiz, kaliteli şarabıyla ünlü bir ülkedir. Şarap, Lizbon mutfak kültürünün en önemli parçasıdır. Ama bir gün yolunuz düşerse, kentin en ünlü caddesi (Bizim Nişantaşı gibi) Avendia üzerinde bulunan deniz ürünleri cenneti bir Restoran olan “Ribadoura” ya mutlaka uğrayın derim. Özellikle kabuklu deniz ürünleri, istakoz, yengeç, kalamar, ah o Jumbo karidesler hem de o fiyata kaçırmayın derim. (bakınız resimler)
A Ginjinha’ya bir uğrayıp, geleneksel Portekiz vişne liköründen içmeyi ihmal etmeyin. İnsanlar geçerken, ayaküstü durup, bir shot Ginjinha içip, yola devam ediyor. İsterseniz şişeyle de satın alabiliyorsunuz. İşte bu güzel likörün, şuan 5. Kuşağın işlettiği en güzel yerin ismi “A Ginjinha”.
Belki yazılacak ve anlatılacak daha çok ayrıntı, hikaye vardır. Ama 5 günlük bu gezi bizde, güzel anılar ve damağımızda muhteşem lezzetler bıraktı. Lizbon ve çevresini doya doya gezme şansı bulabildik. Herhangi bir turla gitmedik, yerel rehber kullanmadık. 2 kişi sırt çantalarımızı aldık ve bilmediğimiz bir ülkeyi ve şehri keşfe çıktık.
İçimizde merak duygusu, elimizde kent rehberi, bir şehirde kaybolmak için düştük yola.