FATIMA/PORTEKİZ

14. Eylül 2016 Gezi 0

Gezi ”Yorum” Yazıları-4

“Ağır ağır ölür

Yolculuğa çıkmayanlar

Okumayanlar

Müzik dinlemeyenler

Gönlünde incelik

Barındırmayanlar.”

Pablo Neruda

Katolik’ler için Dünya’da ki en kutsal yerlerden ve Hac merkezlerinden biri “FATIMA”

Bu sabah erken uyanıyoruz. Otelden çıkıp, bir taksiye binip, otobüs terminaline gidiyoruz. Yaklaşık 145 km’lik bir mesafede bulanan Qurem bölgesine yolculuk yapacağız. İstikamet Fatima. Otobüsler yeni ve konforlu, dışarıyı seyrederek ve Fatima hakkında bir şeyler okuyarak zaman geçiyor.

IMG_0918

Fatima’yı görmek istememe neden olan şey, söylencelerin özelliklede dini anlam taşıyanların, büyük insan topluluklarını her ülkede ve dinde etkilemiş olması.

IMG_0860IMG_0852IMG_0882

Kısaca Fatima’yı cazip kılan hikaye okuduklarıma göre şöyle;

Şimdi biraz geçmişe gidiyoruz, olay 1917 yılında başlıyor. Üç küçük köylü çocuk (Jacinta Martos, Francesco Santos ve Lucia Santos) çobanlık yaparken, 1917 yılının Mayıs ayından başlayarak Ekim ayına kadar her ayın 13’de Hz. Meryem’i görüyorlar. Ve Hz. Meryem göründüğü yere kilise yapılmasını söylüyor. Çocuklar gördüklerini büyüklerine ve din adamlarına anlattıkça, söylence yayıldıkça yayılıyor, artık Portekiz sınırını aşıp, başka yerlerden de ayın 13’de bu bölgeye insanlar gelmeye başlıyor. Yine kaynaklara göre, 1917 yılının 13 Ekim günü mucizeyi görmek için buraya gelen insan sayısı 80 bin civarında. O gün bardaktan boşalırcasına yağmur yağıyor. Yani Hz. Meryem’in vizyonu açısından hiç de iyi bir gün değil. Fakat birden bire, bulutlar yırtılıp dağılıyor, masmavi gökyüzü ve insanı yakmayan bir güneş ortaya çıkıyor. Hadi bakalım mucize gerçekleşmeye başlıyor. Ben bile şuan huşu içerisindeyim. Neyse konuyu dağıtmayalım; Güneş titremeye ve sallanmaya başlıyor. Sağ, sol derken sallanma duruyor, havai fişek gösterisini andıran bir görüntü ortaya çıkıyor. Hızla kendi etrafında dönen güneşten gökkuşağı gibi bir renk hüzmesi ortamı aydınlatıyor. Görgü tanıklarının ifadesine göre sanki güneş, seyredenler 1-2 dakika dinlensinler der gibi sabit duruyor, yine görgü tanıklarına göre bu olay sözlerle anlatılabilecek bir şey değil. Sonra tekrar havai fişek gibi dönmeye devam ediyor, bu gökyüzü olayı yaklaşık 12 dakika sürüyor. Başlangıçta Portekiz hükümetinin açıklamalarına ve karşı çıkmalarına rağmen, burası Katolikler için en önemli hac ve ziyaret yeri oluyor. Her sene 13 Ekim’de tekrar güneşin bu mucizesini görmek isteyen binlerce insan buraya geliyor. Tabi biz Temmuz ayında geldik ama yine de azımsanmayacak bir insan kalabalığı ve otobüs trafiği ile karşılaştık.

IMG_0841

IMG_0874

Yine söylenceye göre, Hz. Meryem, çocuklara 3 tane sır vermiş. Bu sırlar yöredeki din adamları tarafından hemen Vatikan’a iletilmiş. O günkü Papa, bu sırları 3 ayrı zarfa koyarak saklamış. Daha sonra bu sırlar, Papa’nın izniyle açılmış. İlk sır, 2. Dünya savaşı, ikinci sır SSBC’nin dağılması ve son sır da, Papa 2. Jan Paul’a yapılacak suikastmış.IMG_0844

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Hz. Meryem, çocuklara başka şeylerde söylemiş,

-Buraya bir kilise yapın

-Barış içinde yaşayın

-Bir şeyler elde etmek için acı çekin.

O yüzden buraya gelenler, ana meydanın girişinden, yeni kilisenin oraya kadar yüzlerce metrelik yolu, dizlerinin üzerinde yürüyerek, acı çekerek geliyorlar.

IMG_0840

Meydan ve yeni yapı, Vatikan’a görenler bilir, San Pietro meydanına benziyor. (Roma’ya ve dolayısı ile Vatikan’a 2 kez gittim. Belki bundan sonra İtalya’yı yazarım.)

Ana yapı, meydan, heykeller, uzaktan ne güzel mangal yakmışlar diye düşündüren, bol duman çıkan mum(azman mumlar) yakma yerleri ile 45 dakika- 1 saat gezilecek bir yer.

IMG_0859

IMG_0849

Hemen yapının dışında, sayısız hediyelik eşya dükkanları ve kafeler mevcut. Satılan eşyaların büyük çoğunluğu dini obje, çok ilgimizi çekmediğinden, oturup bir şeyler içip, soluklanıyoruz. Sonra yürüyerek köyün merkezine doğru gidiyoruz. Çiçek bahçesini andıran çok büyük bir mezarlığın yanından geçiyoruz. Bakımı ve temizliği beni çok etkiliyor. Ölüne saygı adına güzel bir şey diye düşünüyorum. Köy küçük, fakat şirin bir yer. Burada da küçük gezi arabaları var, 3 € ödeyip, köyün içini ve çevresini dolaşıyoruz. Küçük müzesini, bahçesini ve söylenceleri anlatan resim ve rölyefleri inceleyip, bir söylencenin bu kadar insanı nasıl etkilediğini ve bunun nasıl yayıldığını düşünüyorum.

IMG_0900

IMG_0913

IMG_0862

Yemek sonrası, biraz daha dolaşıp, dönüş için otobüs terminaline gidiyoruz. Erken dönüp, Lizbon’da   notlarım arasına aldığım diğer görülmesi gereken yerlere gitmek için hareket ediyoruz.

Demek ki diyorum, bir şehrin ya da kasabanın kaderini illaki kocaman adamlar değil, 3 tane küçük çocuk da değiştirebiliyormuş.